Eğitim mi , Cibilliyet mi?
Günlerdir Padişahın kafasını kurcalayan bir soru vardır. Acaba eğitim mi yoksa cibilliyet mi önemlidir? Gece gündüz bu soruyu kendi kendine soran Padişah bir türlü tatmin edici bir cevap bulamaz.
Bazen eğitimle en düzeysiz insanların bile adam olacağına kanaat getirir, bazen de tam tersine bir insanın karakteri ne ise onun değişmeyeceğine, insanın her zaman mayasının gereğini yapacağına inanır.
Padişahın bu soruya cevap araması aslında boşuna değildir. Devlet idaresini emanet edeceği memurları veya yöneticileri seçerken, eğitime mi yoksa cibilliyete mi önem vermesi gerektiğini kestirebilmek amacıyla bu soruya cevap aramaktadır.
Bu konuya epeyce bir kafa yorduktan sonra eğitimle birçok sorunun aşılabileceğine kanaat getirir. Ancak yine de kafasında hâlâ birtakım soru işaretleri bulunmaktadır. Bunları gidermek için baş vezirini huzura çağırtır ve ona sorar:
-“Vezirim söyle bakalım, eğitim mi önemlidir yoksa cibilliyet mi yani karakter ve maya mı?”
Vezir doğrusu bu konu üzerinde daha önce çok fazla düşünmüş değildir. Bir çırpıda:
-“Cibilliyet Padişahım” der.
Padişah ona eğitimin daha önemli olduğunu ispat edebilmek için bir plan hazırlar. Önce tellalı çağırtıp, bu ülkenin en iyi hayvan eğiticisini bulmasını ister. Tellal emredildiği üzere Padişah’ın talebini halka ilan eder:
“Ey âhâli duyduk duymadık demeyin! En iyi hayvan terbiyecisine yüz kese altın verilecektir.”
Ülkenin en iyi hayvan terbiyecisini bulan görevliler onu Padişahın huzuruna getiriler. Padişah sorar:
-“Bir kediye tepsiyle servis yapmasını ne kadar zamanda öğretebilirsin?”
-“Altı ayda öğretebilirim Padişahım.”
Altı ay geçtikten sonra Padişah vezirlerini ve devlet adamlarını huzuruna toplar. Hayvan eğiticisi ve kedi de hazır bulunmaktadır. Terbiyecinin talimatı ile kedi tepsiyi alıp servis yapmaya başlar. Kedinin bu yaptığını görenler şaşar kalırlar.
Padişah, vezire eğitimle nelerin başarılabileceğini göstermenin keyfi ile vezire bir kez daha sorar:
-“Eğitim mi önemlidir yoksa cibilliyet mi?”
Vezir bu sefer cevap vermekte acele etmez. Cebinden bir fare çıkartıp kedinin önüne bırakır. Kedi aldığı altı aylık eğitimi unutup fareyi kovalamaya başlayınca bu sefer vezir:
-“Cibilliyet önemlidir Padişahım” der.
Bu kıssadan ‘da anlaşıldığı gibi hakikaten tek başına eğitimin hiç bir faydasının olmadığının kanıtı gibi.
Buradan şunu anlatmak istiyorum Covit salgını sebebiyle okullar kapalı olup uzaktan eba denilen sistem üzerinden çocuklar evde derse giriyor bu sebeple bizlerde bir şekilde bu uzaktan ektimi evde takip edebiliyoruz. Velililerin bir çoğu takip etme imkanı elde edebiliyor. Kendi çocukluk dönemimde aldığım eğitimle bu günkü eğtimi kıyas ettiğimde şu kanaate vardım bu gün ‘ki egtim zengin tenceresinde pişip bol etli olup fakat tuzsuz yemek olduğuna kanaat getirdim oysaki bizim aldığımız egtim kuru bir ekmek içeresinde kuru bir soğan gibiydi ama tuz ve biberi vardı. Yani demem o ki bu gün ki egtim her ne kadar daha dolu olsada maalesef egtim hayatı içeresinde çocuklara maneviyat ve ahlaklı bireyler olacak vatan ve memleket sevgisini aşılayacak ders göremedim.
İşte bu sebeple toplumun eğitimli diye güvenip görev verdiği kişiler cibiliyetsiz olduklarından ötürüdür ‘ki her bir işimiz sahte.
|